NASA Bütçesi Tehlikede: Trump ve Musk Tartışıyor

Donald Trump ile Elon Musk arasında harcama tasarısı nedeniyle yaşanan , NASA bütçesinin geleceğine dair belirsizliği daha da artırdı.
ABD uzay ajansının bilime yönelik projelerin neredeyse yarı yarıya azaltılmasını öngören bütçe talebi Beyaz Saray tarafından Kongre’ye sunuldu.
Hali hazırda geliştirilmekte olan ya da uzayda faaliyet gösteren 40 bilimsel görev iptal edilme tehlikesiyle karşı karşıya.
Öte yandan ABD Başkanı Donal Trump da Elon Musk’ı şirketi SpaceX ile yapılan federal sözleşmeleri iptal etmekle tehdit etti.
NASA ise Uluslararası Uzay İstasyonu’na mürettebat ve malzeme taşımak için SpaceX’in Falcon 9 roket filosuna güveniyor. Ajans ayrıca astronotları Ay’a ve nihayetinde Mars’a göndermeyi planladığı Starship roketini de kullanmayı hedefliyor.
Açık Üniversite’den uzay bilimcisi Dr. Simeon Barber, yaşanan belirsizliğin insanlı uzay programı üzerinde “soğutucu bir etki” yarattığını söyledi.
“Geçtiğimiz hafta tanık olduğumuz inanılmaz karşılıklı açıklamalar, ani kararlar ve geri adımlar; üzerine hayallerimizi inşa ettiğimiz temelleri zedeliyor” diyen Barber, şöyle devam etti:
“Uzay bilimi ve keşfi, uzun vadeli planlamalara ve hükümetler, özel şirketler ve akademik kurumlar arasındaki iş birliğine dayanır.”
Trump ve Musk arasındaki kavgadan bağımsız olarak, Beyaz Saray’ın NASA bütçesinde talep ettiği büyük kesintiler de endişe yaratıyor.
Mars’a astronot gönderme hedefi dışında tüm alanlarda tasarrufa gidilmesi planlanıyor.
Mars görevleri ise 100 milyon dolarlık ek bütçe ile destekleniyor.
Uzay araştırmalarını teşvik eden California merkezli Planetary Society’nin uzay politikası sorumlusu Casey Dreier, planlanan kesintilerin “ABD uzay programının şimdiye kadar karşılaştığı en büyük kriz” anlamına geldiğini söylüyor.
NASA ise toplam bütçesinde yaklaşık dörtte bir oranında indirime gidilmesini öngören bu talebin, “bilim ve teknoloji portföyünü Ay ve Mars keşifleri için hayati olan görevlere uyumlu hale getirdiğini” savunuyor.
Cranfield Üniversitesi’nden uzay analisti Dr. Adam Baker, BBC’ye yaptığı değerlendirmede bu önerilerin Kongre tarafından onaylanması halinde NASA’nın odak noktasının köklü şekilde değişeceğini söyledi:
“Başkan Trump, NASA’yı iki amaca hizmet edecek şekilde yeniden yapılandırıyor: Çinlilerden önce Ay’a astronot indirmek ve Amerikalı astronotlara Mars’a bayrak dikmek. Geri kalan her şey ikincil önemde.”
Beyaz Saray’ın önerdiği yeni bütçeyi savunanlara göre, bu bütçe, NASA’ya 1960-70’lerdeki Apollo Ay görevlerinden bu yana ilk kez net bir amaç kazandırıyor. O zamanlar NASA’nın hedefi Sovyetler Birliği’ni Ay’a inişte geçmekti.
NASA’yı eleştirenler ise ajansın yıllar içinde hantallaşmış bir bürokrasiye dönüştüğünü savunuyor. Ajansın artık net bir odağının olmadığını, görevlerde sürekli bütçe aşıldığını ve vergi mükelleflerinin paralarının boşa harcandığını iddia ediyorlar.
Bunun en çarpıcı örneklerinden biri, NASA’nın Amerikalı astronotları Ay’a geri döndürmeyi planladığı yeni roket sistemi Space Launch System (SLS).
Geliştirme süreci gecikmelere uğradı ve her bir fırlatmanın maliyeti 4,1 milyar dolara kadar yükseldi.
Buna karşılık, SpaceX’in yeniden kullanılabilir olması planlanan Starship roketi, fırlatma başına yaklaşık 100 milyon dolara mal oluyor.
Jeff Bezos’un sahibi olduğu Blue Origin’in önerdiği New Glenn roketi de benzer tasarruflar vadediyor.
Beklenildiği üzere, Beyaz Saray’ın önerileri doğrultusunda SLS programdan çıkarılacak.
Yerini Starship ve New Glenn’in alması umut ediliyor. Ancak Starship’in son üç test fırlatması başarısız oldu ve Blue Origin Ay roketinin testlerine ancak yeni başlamış durumda.
Dr. Barber, “NASA’nın bir tehlikeden kaçarken başka bir tehlikenin içine atlama ihtimali endişe verici” diyor
“SLS’ye alternatif olarak geliştirilen bu sistemler Elon Musk ve Jeff Bezos’un finansal desteğiyle hayata geçiyor. Eğer bu iki isim motivasyonlarını kaybeder ya da SpaceX ve Blue Origin daha fazla kaynak talep ederse, Kongre bu parayı vermek zorunda kalacak.”
Dr. Barber’a göre daha da büyük kayıp, diğer gezegenlerin keşfi ve Dünya’daki iklim değişikliğini uzaydan izlemeye yönelik 40 görevden vazgeçilme ihtimali. Bu görevlerin çoğu, uluslararası ortaklarla yürütülüyor.
“Bu kadar uzun sürede inşa edilen bir yapı, bir enkaz topu gibi hızla yıkılabilir. Ama asıl trajik olan, yıkım sonrası yeniden inşa planının olmaması.”
İptal edilmesi planlanan projeler arasında, geliştirme ve fırlatma maliyetlerinin büyük oranda ödenmiş olduğu, hâlihazırda uzayda görev yapan onlarca gezegen misyonu da yer alıyor. Bu görevlerin işletme maliyetlerinden elde edilecek tasarruf ise oldukça sınırlı.
Tehlike altında olan projelerden ikisi de Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ile yürütülen ortak çalışmalar:
NASA’nın Perseverance uzay aracı tarafından toplanan Mars kayalarının Dünya’ya getirilmesi ve Avrupa’nın Rosalind Franklin gezginini Mars’a göndererek geçmiş yaşam izlerini arama hedefi.
Kraliyet Derneği’nin uzayın geleceğine dair raporuna katkıda bulunan ve İngiliz uzay firması Surrey Satellite Technology Ltd’nin başında bulunan Prof. Sir Martin Sweeting, bu gelişmenin “istenmeyen” bir durum olduğunu kabul ediyor ancak Avrupa’nın kendi uzay programında daha fazla sorumluluk üstlenmesi için bir fırsat da barındırdığını söylüyor:
“Belki de şimdiye kadar uzaydaki ağırlığın büyük kısmını üstlenen büyük bir aktör olarak NASA’ya fazla bağımlı kaldık.
“Bu durum, Avrupa’nın kendi uzay faaliyetlerinde nasıl daha dengeli bir yapı kurmak istediğini düşünmesi için bir fırsat olabilir.”
Ancak kısa vadede Avrupa için olumsuz etkiler daha ağır basıyor.
Mars görevlerinin yanı sıra ESA, Uluslararası Uzay İstasyonu’na erişim imkanlarının azalması riskiyle karşı karşıya. Eğer NASA bu istasyonu küçültür veya katkılarını geri çekerse, ESA’nın halefi olan Ay yörüngesindeki çok uluslu uzay istasyonu Lunar Gateway de olumsuz etkilenecek.
ESA yaptığı açıklamada, “daha özerk bir uzay kapasitesi inşa etmeyi, dünyanın dört bir yanındaki uzay ajanslarıyla güvenilir, güçlü ve arzu edilen bir ortak olmayı sürdüreceğini” belirtti.
Bu açıklama, ESA’nın NASA olsa da olmasa da kendi yoluna devam edeceği mesajını taşıyor.
Cranfield Üniversitesi’nden Dr. Baker’a göre, kesintilerle karşı karşıya olan bir diğer alan da çok sayıda mevcut ve planlanan Dünya Gözlem (Earth Observation) programı.
“Bu programlar bizim kömür madenindeki kanaryamız. İklim değişikliğinin etkilerini öngörme ve bu etkilerle mücadele etme kabiliyetimiz ciddi şekilde zayıflayabilir. Bu erken uyarı sistemini kapatırsak, bu gerçekten korkutucu bir tablo yaratır.”
Bütçe önerileri henüz Kongre tarafından onaylanmadı.
Planetary Society’den Casey Dreier, BBC’ye yaptığı açıklamada birçok Cumhuriyetçi Kongre üyesinin, lobi faaliyetlerinde bulunan temsilcilere özel olarak bu kesintilere karşı oy vermeye hazır olduklarını söylediklerini aktardı.
Ancak Dreier, siyasi kilitlenmenin yaşanması halinde hiçbir bütçenin onaylanamaması gibi ciddi bir risk olduğunu da belirtti.
Böyle bir durumda Beyaz Saray’ın önerdiği azaltılmış bütçe geçici bir önlem olarak devreye girebilir. Bu da uzay görevleri bir kez durdurulduğunda, onları yeniden başlatmanın çok zor, hatta imkânsız olması nedeniyle geri dönülmesi zor bir süreci başlatabilir.
Haber Kaynak : SONDAKIKA.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”